HIGHLIGHTED
DOSYA
Danielle Brathwaite-Shirley’nin The Delusion isimli yeni sergisi, politik paranoyanın, toplumsal bölünmenin ve sansür tartışmalarının gölgesinde yaşayan bugünün dünyasına ayna tutuyor.
Bölünmüş Bir Gelecekte Yeniden Bağ Kurmanın İmkânı: The Delusion
...

Londra Serpentine North, ziyaretçilerini parçalanmış bir geleceğin içine davet eden bir deneyimle karşılıyor. Sanatçı, video oyunlarını, katılımcı tiyatroyu ve siyasal bir mizahı aynı potada eriterek bugünün kutuplaşmış dünyasına hem acı bir ayna tutuyor hem de herkesi yeniden konuşmanın, ilişki kurmanın ve düşünmenin eşiğine getiriyor.
Sergi, “Peace by Isolation” olarak adlandırılan yıkım sonrası yeni bir çağda geçiyor. Bu gelecekte toplum, felaket sonrasında kapanmış, dogmatik gruplara ayrılmış durumda. Brathwaite-Shirley bu hayali evreni yalnızca bir oyun mekaniği olarak değil, ziyaretçilerin karşı karşıya gelip konuşmasını mümkün kılan bir “canlı topluluk oyunu” olarak tasarlıyor.
Video Oyunlarının Politik Potansiyeli

Danielle Brathwaite-Shirley, THE DELUSION, 2025 (Fotoğraf - Hugo Glendinning)
Sanatçı, oyunları yalnızca bir eğlence aracı olarak görmüyor. Kendi sözleriyle:
“Video oyunlarına Francis Bacon’ın resimlerine duyduğum saygıyla yaklaşıyorum. Benim için hiçbir farkları yok.”
Brathwaite-Shirley’nin pratiği, siyasal baskının arttığı, ifade özgürlüğünün tartışıldığı günümüz toplumunda oyunları bir düşünme alanı olarak konumlandırıyor. Sergideki oyunların her biri, ziyaretçiyi etik, politik ve duygusal seçimlerle yüzleşmeye itiyor.
The Unifier
Katılımcılar ellerini bir masa üzerine koyuyor ve birlikte çalışarak labirent benzeri bir yapıda bir topu ilerletmeye çalışıyor. Fakat mekanik işbirliğin altında çok daha büyük sorular yatıyor:
“Ne sansürlenmeli?”“Bir toplum nasıl yeniden bağ kurar?” Amaç, sanatçının da belirttiği gibi, “bağ kurmayı yeniden insanîleştirmek.”
Arşivlemek, Hatırlamak, Yaratmak

Danielle Brathwaite-Shirley, THE DELUSION, 2025 (Fotoğraf - Hugo Glendinning)
Brathwaite-Shirley’nin pratiği, uzun yıllardır Siyah queer ve trans tarihlerini oyunlar aracılığıyla arşivlemeye odaklanıyor. 2020’de başlattığı “Black Trans Archive”ın devamı niteliğindeki bu sergi, teknolojiyi "hem ileri hem de eski teknolojileri" radikal biçimde kullanarak topluluk temelli bir hafıza yaratıyor.
Sergi, Hyde Park’ta tarihi Speaker’s Corner’ın hemen yanında kurulmuş olmasıyla da anlam yüklü. Bir zamanlar kamusal tartışmanın merkezlerinden biri olan bu alan, bugün artan politik gerilim ve sansür korkusu karşısında nasıl konuşacağımız sorusunu yeniden gündeme getiriyor.
Brathwaite-Shirley’nin söyleşideki sözleri bugünün atmosferini çarpıcı şekilde özetliyor:
“Artık bir görüş söylemenin bedeli varmış gibi hissediyoruz. Hazır fikirlerle geliyoruz; gerçekten ne düşündüğümüzü keşfetmeye çalışmak yerine.”
Brathwaite-Shirley’nin sergiye bakışındaki en çarpıcı nokta, izleyicinin rolü:
“Seyirci işin sadece bir parçası değil; işin kendisi. Bir tablo odada tek başına durabilir ama bu oyunu kimse oynamazsa, ortada bir iş yok.”
THE DELUSION, video oyunlarının potansiyelini radikal biçimde genişleten, politik gerilimleri katılımcı deneyime dönüştüren güçlü bir çalışma. Brathwaite-Shirley burada yalnızca bir evren yaratmıyor; bir tartışma ortamı, bir yüzleşme alanı ve toplumsal yara izlerinin görünürleştiği bir sahne kuruyor.
Bu sergi, kendimize sorabileceğimiz en rahatsız edici ama gerekli soruyu yöneltiyor: Gerçekten ne düşünüyoruz ve bunu söylemeye cesaretimiz var mı?