HIGHLIGHTED
DOSYA
Yazılım güncellenir, ekran değişir, kodlar eskiyebilir… Peki ya sanat eseri? The Met’ten Jonathan Farbowitz ve sanatçılar, dijital çağda medya sanatını zamanın yıpratıcı etkilerine karşı nasıl ayakta tuttuklarını anlatıyor.
Dijital Sanat Zamana Nasıl Direnir?
...

Başlangıç Noktası: Tech Focus III
Jonathan Farbowitz’un kariyer yolculuğu, 2015 yılında katıldığı New York'taki Tech Focus III konferansıyla yön değiştirdi. Yazılım tabanlı sanat eserlerini korumaya yönelik yöntemlerin tanıtıldığı bu etkinlik, ona bu alandaki olanakların kapısını açtı. Farbowitz, başlangıçta film koruma üzerine yoğunlaşmayı planlamışken, dijital teknolojilerin sanata etkisini anlamak için bu yeni alana yöneldi.
TechFocus III: Caring for Software-Based Art
25–26 Eylül 2015, Solomon R. Guggenheim Müzesi, New York
Yazılım tabanlı sanat eserleri son 30 yılda müze koleksiyonlarında kendine yer bulmaya başladı. Ancak bu eserlerin korunması, hem teknolojik karmaşıklık hem de yeterli bilgi birikiminin eksikliği nedeniyle ciddi bir sorun olarak öne çıkıyor. Bu boşluğu kapatmak üzere düzenlenen TechFocus III, konservatörlerden sanatçılara, küratörlerden bilgisayar bilimcilere kadar farklı disiplinlerden uzmanları bir araya getirdi. İki günlük atölye ve sempozyumda yazılım tabanlı sanatın korunmasına yönelik mevcut pratikler, riskler ve uzun vadeli stratejiler tartışıldı.

TechFocus III, Solomon R. Guggenheim Museum, 2015 (Kaynak - guggenheim.org)
Ele Alınan Konular:
Yazılım tabanlı sanatın tarihi ve teknolojik temelleri
Kod analizi ve belgeleme yöntemleri
Risk değerlendirmesi, saklama ve erişim stratejileri
Uzun vadeli koruma yaklaşımları
Uygulamalı egzersizler: Kodlama, versiyon kontrol sistemleri, disk imajları ve emülasyon teknikleri
Bu etkinlik, yazılım tabanlı sanatın korunmasına dair standartların oluşması ve koleksiyon yöneticilerinin farkındalığının artması için önemli bir adım oldu. Aynı zamanda, bu yeni sanat türünün geleceğini uluslararası düzeyde tartışmak için önemli bir zemin sundu.
Etkinlik, FAIC (Amerikan Sanat Eserlerinin Korunması Enstitüsü Vakfı), National Endowment for the Arts ve Solomon R. Guggenheim Müzesi’nin desteğiyle hayata geçirildi.
Medya Sanatının Dinamik Kimliği
Jonathan Farbowitz, günümüzde The Met’in koleksiyonundaki 300'ü aşkın medya tabanlı eseri koruyor. Bu eserler arasında artık kullanım dışı olan 35mm slayt projektörleri, CRT televizyonlar ve LaserDisc gibi teknolojilerle üretilmiş parçalar bulunuyor.
Farbowitz, medya tabanlı sanat eserlerini insanlara benzetiyor: “Bir bebek olarak doğarlar, sonra büyürler ve zamanla farklı aşamalardan geçerler.” Her eser, sergilendikçe değişebilir ve sanatçının esere dair görüşleri zaman içinde evrilebilir. Bu nedenle, Farbowitz her kurulum sürecinde sanatçıyla yakından çalışmayı tercih ediyor. Sanatçının geri bildirimlerini not ederek, her kurulum için bir "iterasyon raporu" hazırlıyor. Bu belgeler, gelecekteki kurulumlarda bir rehber niteliği taşıyor.

Jonathan Farbowitz, Time-Based Media Conservator (Fotoğraf - The Metropolitan Museum of Art)
Örneğin, The Critical Dictionary of Southeast Asia adlı yazılım tabanlı eser, The Met tarafından koleksiyona dahil edilirken sanatçı Ho Tzu Nyen ile detaylı bir süreç yürütüldü. Bu süreçte, eserin galeri ortamında nasıl sunulacağı, gerekli ekipmanlar, mekansal gereklilikler ve sergileme yöntemleri netleştirildi. Farbowitz ve ekibi, eserin değişmeyen “çekirdek kimliğini” belirlemek için sanatçıyla sürekli iletişim halindeydi.

Ho Tzu Nyen, The Critical Dictionary of Southeast Asia, 2017 (Kaynak - freunde-der-nationalgalerie.de)
Farbowitz’un Guggenheim’daki çalışmaları sırasında, Shu Lea Cheang’in yazılım tabanlı eseri Brandon'ın restorasyonu önemli bir örnek oldu. 1998’de üretilen bu eser, eski Java kodlarıyla çalışıyordu ve modern tarayıcılarda artık işlevsiz hale gelmişti. Farbowitz ve ekibi, eserin orijinal "görünüm ve hissini" koruyarak kodları modern JavaScript’e dönüştürdü.
Bu süreçte:
Kod yapısı analiz edildi ve eksiklikler belgelendi.
Değişiklikler, geri döndürülebilir şekilde kod üzerinde detaylı notlarla açıklandı.
Orijinal ve güncellenmiş haliyle eserin ekran görüntüleri ve video kayıtları oluşturuldu.
Farbowitz, bu tarz restorasyon projelerinde belgelemenin hayati önem taşıdığını vurguluyor: “Belgeleme, medya tabanlı eserlerin bütünlüğünü yıllar boyunca korumanın anahtarıdır.”
Sanatçılara Öneriler
Farbowitz, üretim sürecinden teknolojik olanaklardan yararlanan sanatçılara koruma süreçlerini kolaylaştıracak birkaç önemli ipucu sunuyor:
Detaylı Belgeler Hazırlayın: Eserin teknik özelliklerini, konseptini ve işleyişini anlatan bir doküman oluşturun. Karmaşık yazılımlar için işleyişi anlatan video kayıtları ekleyin.
Dosya Adlandırmaya Özen Gösterin: Net ve mantıklı dosya isimleri kullanarak, koruma uzmanlarının işini kolaylaştırın.
AI: Algoritmanın nasıl eğitildiğini, kullanılan verileri ve yöntemleri detaylı bir şekilde belgeleyin. AI algoritmaları stabil olmadığı için bu bilgiler, eserin gelecekteki kimliği için kritik önemdedir.
Farbowitz, dijital sanat eserlerini koruma sürecinin sürekli bir öğrenme ve yeniliklere uyum sağlama çabası olduğunun altını çiziyor. Özellikle emülatörler gibi yeni araçların, eski yazılımların günümüz bilgisayarlarında çalıştırılmasına olanak tanıdığını belirtiyor. Bu teknolojiler, sanat koruma alanında devrim yaratabilir. Farbowitz’e göre, bu alanda çalışanlar için en önemli ders şu:
“Teknoloji karşısında alçakgönüllü olun. Ne bilmediğinizi kabul edin ve öğrenmek için doğru kişilere danışın.”
Farbowitz'in de konuklar arasında bulunduğu, Immaterial isimli podcast serisinin "Time: Keeping Digital Art Alive" bölümüne buradan ulaşabilirsiniz:
Tuval yırtıldığında ya da bir mermer heykel parçalandığında, sanat konservatörleri devreye girer ve hasarı onarır. Peki ya zamanı temel alan sanat eserleri , videolar, yazılım tabanlı işler – söz konusuysa?
Bu eserler, sürekli güncellenen dijital teknolojilerle üretiliyor. Yani “tuval” sabit değil; ekranlar, işletim sistemleri, kodlar sürekli değişiyor. Sanat konservatörleri böyle bir ortamda dijital eserleri yok olmaktan nasıl kurtarıyor?mBu sorular, medya sanatının bugünü ve geleceğini tartışmak için bir araya gelen uzmanlarla ele alınıyor:
Jonathan Farbowitz – The Met’te zaman tabanlı medya konservatörü
Jennifer ve Kevin McCoy – Yeni Medya sanatçıları
Ho Tzu Nyen – Yazılım ve yapay zekayla çalışan görsel sanatçı
Nora Kennedy – The Met Fotoğraf Konservasyon Departmanı Başkanı
Dijital sanatın korunmasına dair etik, teknik ve estetik sorular bu buluşmada yeniden şekilleniyor: Bir yazılım eskirse, eser de eskir mi? Kod değişirse, anlam kaybolur mu? Her şeyin son sürat değiştiği dijital çağda, medya sanatının geleceği bu uzmanların ellerinde şekilleniyor.
Kaynak: https://www.theoverview.art/software-based-art-conservation/