HIGHLIGHTED
HABER
2021’de kurulan Votion Studio, XR ve sanal prodüksiyon teknolojileriyle Hong Kong’un sanat sahnesini dönüştürüyor.
Hong Kong’ta Yaratıcılık ve Teknolojiyi Birleştiren Bir Platform: Votion Studios
...

Hong Kong, yaratıcılığıyla öne çıkan bir şehir olsa da, dijital hikâye anlatıcılığının hızla değişen dünyasında küresel trendlerin ne yazık ki gerisinde kaldı. XR, sanal prodüksiyon ve yenilikçi teknolojilere erişim, şehirdeki sanatçılar ve yaratıcılar için uzun süre sınırlıydı.
İşte tam bu noktada, 2021’de Roger Proeis tarafından kurulan Votion Studio devreye girdi. LED volumelerden hareket kontrollü robotik sistemlere, yüksek hızlı sinema ekipmanlarından disiplinlerarası bir sanatçı ve teknoloji ekibine kadar güçlü bir altyapıyla donatılan Votion, Hong Kong’daki yaratıcı topluluğa hikâye anlatımını yeniden hayal etme imkânı sunuyor.
“Votion’u kurmak sadece bir stüdyo inşa etmek değildi,” diyor Proeis “Teknoloji ve yaratıcılığın birlikte var olabileceği, hikâye anlatımını yeniden tanımlayan bir platform yaratmak istedim. Hong Kong’un sanatı ve ileri teknolojiyi bir araya getirme konusunda öncülük edebileceğini göstermekti amacım.”

Votion Studios Hong Kong (Kaynak - voguehk.com)
Başlangıçta XR ve sanal prodüksiyonun “deneysel” görülmesi, Votion’un karşılaştığı en büyük zorluktu. Ancak ekip, bu teknolojilerin pratik faydalarını göstererek algıyı değiştirdi: fiziksel setleri dijital ortamlarla değiştirerek maliyetleri düşürmek, üretim süreçlerini hızlandırmak ve kaliteyi korumak gibi.
Votion Studios, Hong Kong’da içerik üretiminin farklı formatlarını destekleyip yeniden tanımlarken, en büyük zorluğu algıları değiştirmekte yaşamış. Roger Proeis, Vogue Hong Kong’a verdiği röportajda bunu şöyle anlatıyor: “En büyük zorluk algıları değiştirmekti. Sanal prodüksiyon ve XR iş akışları Hong Kong’da hâlâ deneysel görülüyordu ve birçok müşteri bunları benimsemekte tereddüt ediyordu. Biz ise yalnızca potansiyelden bahsetmek yerine bu teknolojilerin pratik faydalarını gösterdik.”
Proeis, XR’ın fiziksel setlerin yerini alarak maliyetleri düşürdüğünü, sanal prodüksiyonun ise kaliteyi koruyarak süreci hızlandırabildiğini vurguluyor. Ancak asıl meselenin güven inşa etmek olduğunu belirtiyor: “Yaratıcılığı teknik uzmanlıkla birleştiren bir ekip kurduk. Böylece her proje somut sonuçlar üretti. Zamanla müşteriler bu etkileri doğrudan gördükçe, bu teknolojileri benimsemeye daha açık hale geldiler.” Bugün Hong Kong’da bu yöntemlere artan bir kabul olduğunu görmek Proeis için oldukça tatmin edici.
Votion’un yolculuğundaki en unutulmaz anılar sorulduğunda ise Proeis, tek bir projeyi değil, yaratıcı topluluğun kolektif enerjisini öne çıkarıyor: “Benim için en unutulmaz olan, tek bir proje değil; zamanla biriken kolektif enerji. Hong Kong’un yaratıcı topluluğunun bu araçları ve iş akışlarını benimsemesini izlemek yolculuğun en ödüllendirici kısmı oldu.”
Ünlü isimler, vizyoner yönetmenler ve yenilikçi ajanslarla çalıştıklarını belirten Proeis, XR ve sanal prodüksiyonun hikâye anlatımında yepyeni imkânlar sunduğunu söylüyor. Ona göre Votion artık yalnızca bir prodüksiyon stüdyosu değil, “imkânsız görünen fikirlerin gerçeğe dönüştüğü bir alan.”
Bugün Votion Studio, Hong Kong’un yaratıcı endüstrisini dönüştürüyor; sanatçılar ve markalara yeni üretim yöntemlerini benimsemeleri için ilham veriyor. Proeis içinse bu sadece başlangıç: “Hong Kong, sanat ve teknolojinin kesişiminde ön saflarda yer almayı hak ediyor. Biz de bunun için buradayız.”
Kaynak: https://www.voguehk.com/en/article/art-lifestyle/votion-roger-proeis-interview/