top of page

HIGHLIGHTED

DOSYA

Teknolojinin hız kesmeyen gelişimi, yalnızca dijital sanatın sınırlarını genişletmekle kalmıyor, aynı zamanda geleneksel sanat...

Dijital Sanat ve Teknoloji Dünyasında Neler Oluyor? #2

Furkan Öztekin

Teknolojinin hız kesmeyen gelişimi, yalnızca dijital sanatın sınırlarını genişletmekle kalmıyor, aynı zamanda geleneksel sanat pratiklerini dönüştürerek yaratıcı dünyanın yeni paradigmalarını şekillendiriyor. Yapay zeka, sinema ve blokzincir gibi teknolojiler, bir yandan sanatçılara yeni olanaklar sunarken, diğer yandan etik ve özgünlük gibi kritik soruları da beraberinde getiriyor. Örneğin, Metropolitan Sanat Müzesi’nin Web3 oyunuyla blokzincire adım atması, NFT’ler aracılığıyla müze deneyimini dijitalleştirme yönünde büyük bir adım. Öte yandan, The Brutalist gibi yapay zeka destekli film yapımları, hem yaratıcı süreçleri hızlandırıyor hem de bu tartışmaların odağı oluyor.


Çin merkezli yapay zeka şirketi DeepSeek’in ABD’nin ulusal güvenlik radarına girmesi, teknolojinin uluslararası arenadaki gerilimleri nasıl tetikleyebileceğini gözler önüne sererken, ABD'nin prestijli sanat okulu RISD’nin Invoke ile yaptığı işbirliği, yapay zekayı yaratıcı bir araç olarak benimsemenin olumlu bir örneği olarak öne çıkıyor. Tüm bu gelişmeler, sinemadan görsel sanata, eğitimden uluslararası politikaya kadar geniş bir yelpazede teknoloji ve sanatın kesişim noktalarını sorgulamak için güçlü bir zemin sunuyor.


Metropolitan Müzesi, İlk Web3 Oyunuyla Blokzincire Adım Atıyor


The Met, Art Links (Fotoğraf - Metropolitan Museum of Art)


Metropolitan Sanat Müzesi (The Met), Art Links adlı yeni bir çevrimiçi oyun başlatarak koleksiyonunu dijital dünyaya taşıyor. Oyuncular, müzenin geniş sanat koleksiyonundaki ortak temaları keşfederek bağlantılar kuruyor ve NFT rozetleri kazanma şansı yakalıyor. Üstelik, müze oyun için “sanat tarihi diploması gerekmiyor” diyerek herkesin katılabileceğini de vurguluyor. Bu, Met'in ilk kez Web3 tabanlı bir deneyime adım atması anlamına geliyor; yani oyun blokzincir teknolojisiyle geliştirilmiş. Müze, projeyi hayata geçirmek için TRLab adlı teknoloji platformuyla iş birliği yaptı. TRLab, girişimci Audrey Ou ve Christie’s müzayede evinin önemli isimlerinden Xin Li-Cohen tarafından kuruldu.


Oyuncular, Met koleksiyonundan 140’tan fazla sanat eseri içeren oyunda bağlantılar kurarak ilerliyor. “Zincir” adı verilen bu sanat bağlantılarını başarıyla tamamlayanlar, ücretsiz NFT'ler kazanabiliyor ve hem dijital hem de fiziksel ödüller elde etme şansı yakalıyor. Oyun her hafta Perşembe günü saat 12:01 ET'de (TSİ 08:01) yeni bölümlerle güncellenecek ve 12 hafta boyunca devam edecek


Bu proje, Met’in sanatı dijital alana taşıma konusundaki ilk girişimi değil. Müze daha önce: Met Unframed (2021) ile artırılmış gerçeklik (AR) uygulamasıyla sanal bir müze deneyimi sunmuştu. Replica (2023) ile Roblox platformunda müzenin eserlerini dijital ortamda keşfetme imkânı sağladı. 2024 Costume Institute sergisi kapsamında yapay zekâ (AI) kullanımını araştırdı. Met’in direktörü Max Hollein, Art Links’i "öncü bir girişim" ve müze dünyasında "benzersiz bir deneyim" olarak tanımlarken, TRLab kurucu ortağı Audrey Ou, "Sanatçıları, koleksiyoncuları ve hayranları bir araya getirmenin geleceğin sanatı olduğuna inanıyoruz." dedi. Bu oyun, Met’in blokzincir ve dijital sanat dünyasına güçlü bir adım atmasını sağlarken, sanatseverler için de yenilikçi bir keşif deneyimi sunuyor.


The Met, Art Links (Fotoğraf - Metropolitan Museum of Art)


Yapay Zeka Dünyasında Yeni Bir Dönem: DeepSeek


Çin merkezli yapay zeka şirketi DeepSeek’in geliştirdiği AI asistanı, henüz günler önce piyasaya sürülmesine rağmen küresel teknoloji dünyasında dengeleri değiştirmeye devam ediyor. Çok kısa bir sürede ABD, İngiltere ve Çin’de Apple cihazlarında en çok indirilen ve en çok konuşulan ücretsiz uygulama olan DeepSeek, geliştirme sürecindeki düşük maliyetle ve kullanıcılara sunduğu yenilikçi özellikleriyle ChatGPT ve diğer tüm rakiplerini geride bıraktı.


DeepSeek-R1’in hizmet vermeye başlamasının ardından şirket, ürününün matematik ve kodlama gibi alanlarda ChatGPT üreticisi OpenAI’nin en son modelleriyle neredeyse eşit bir performans gösterdiğini açıkladı. DeepSeek, sınırlı kaynaklarla elde ettiği başarılar ve açık kaynaklı yapısıyla yapay zeka dünyasında yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Özellikle ABD’nin teknoloji ihracatına getirdiği kısıtlamalara rağmen Çin’in bu alanda büyük bir başarı kaydetmesi, küresel teknoloji yarışında dengeleri tamamen değiştirebilir.


DeepSeek (Fotoğraf - daily.dev)


ABD, Çinli DeepSeek'in yapay zeka atılımının ulusal güvenlik üzerindeki etkilerini inceliyor. Beyaz Saray’ın yeni "Yapay Zeka ve Kripto Para Yetkilisi" David Sacks, DeepSeek'in "bilgi damıtma" yoluyla OpenAI modellerinden faydalanmış olabileceğini ve ellerinde önemli kanıtlar olduğunu söyledi. Öte yandan ABD donanmasında DeepSeek yapay zekası yasaklandı!


Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt, ABD yetkililerinin, Çinli teknoloji firması DeepSeek tarafından gerçekleştirilen yapay zeka atılımının ulusal güvenlik üzerindeki olası etkilerini değerlendirdiğini açıkladı. Bu açıklama, ABD Donanması'nın, "potansiyel güvenlik ve etik kaygılar" nedeniyle üyelerine DeepSeek'in uygulamalarını kullanmalarını yasakladığı haberlerinin ardından geldi. Bu sırada, ChatGPT'nin geliştiricisi OpenAI, rakiplerinin kendi teknolojisini ele geçirmesini önlemek için ABD hükümetiyle yakın çalışacağını taahhüt etti.


Öte yandan, DeepSeek, son dönemde büyük ölçekli siber saldırılara maruz kaldığını iddia etti. Şirket, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, "geniş çaplı kötü niyetli saldırılar" nedeniyle geçici olarak yeni kullanıcı kayıtlarını sınırlandıracağını duyurdu. DeepSeek’in web sitesinde gösterilen bir uyarıda, saldırılar nedeniyle kayıt işlemlerinin yoğun olabileceği belirtiliyor. Çin devlet televizyonu CCTV’ye bağlı sosyal medya kanalı Yuyuan Tantian, DeepSeek’in son haftalarda birkaç büyük ölçekli siber saldırıya uğradığını ve bu saldırıların giderek şiddetlendiğini ileri sürdü.


Oscar Adayı "The Brutalist" Filmine Yapay Zeka Desteği


A24'ün dağıttığı ve Oscar adayı olması beklenen The Brutalist, yalnızca hikayesiyle değil, yapım sürecinde kullanılan yapay zeka teknolojisiyle de dikkat çekiyor. Filmin editörü Dávid Jancsó, RedShark News’e verdiği röportajda, oyuncuların diyaloglarını düzenlemek ve epilogdaki görüntüleri oluşturmak için yapay zekadan yararlandıklarını açıkladı.


Epik dram, Amerikan kapitalizminin gölgesinde sanat yaratmaya çalışan kurgusal bir Macar mimarının (Adrien Brody) hikayesini anlatıyor. Oyuncuların Macar aksanlarını doğru hale getirmek için Respeecher adlı yapay zeka aracı kullanılmış. Bu araç, oyuncuların vokallerini ana dili Macarca olan bir konuşmacının telaffuzuna uyacak şekilde düzenlemiş. Jancsó, bu sürecin geleneksel yöntemlerle de yapılabileceğini, ancak zaman kazanmak için yapay zekayı tercih ettiklerini belirtiyor: “Yoksa hâlâ post prodüksiyonda olurduk.” Aynı zamanda, filmin sonlarında görülen mimari çizimlerin bütçe kısıtlamaları nedeniyle yapay zeka ile üretildiğini de ekliyor. Yıldız oyuncu kadrosu, detaylı setleri ve döneme uygun kostümleriyle üç saatten uzun süren bu film, yalnızca 10 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilmiş.


Adrien Brody and Felicity Jones in The Brutalist (Fotoğraf - Venice Film Festival)

The Brutalist, 2025 (Poster)


Hollywood’da yapay zeka kullanımına yönelik tartışmalar sürerken, The Brutalist yönetmeni Brady Corbet, amaçlarının performansları değiştirmek değil, başka bir dilde korumak olduğunu söylüyor. Respeecher gibi araçlar, Disney+’ın Obi-Wan Kenobi dizisinde Darth Vader’ın yeni diyaloglarında da kullanılmıştı. Yapay zeka araçlarının zaman ve bütçe tasarrufu sağlamasıyla, sinema dünyasında daha sık karşımıza çıkması kaçınılmaz görünüyor.


ABD’nin Önde Gelen Sanat Okulu RISD, Yapay Zeka Şirketiyle İşbirliği Yapıyor


Teknoloji şirketleri ile sanatçılar arasındaki ilişkiler zaman zaman düşmanca olsa da, Invoke adındaki bu şirket, kendini “sanatçılar için yapay zeka” olarak tanımlıyor.


Amerika’nın en prestijli sanat okullarından biri olan Rhode Island School of Design (RISD), alışılmadık bir iş birliğine imza atarak Invoke ile güçlerini birleştirdi. Invoke, “büyük ve karmaşık şirketlerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek kurumsal düzeyde generatif medya platformu” olarak tanımladığı görüntü oluşturma yazılımını geliştiren küçük bir teknoloji firması. 2023’te kurulan ve yalnızca dokuz çalışanı bulunan bu tamamen uzaktan çalışan şirket, yazılımının bazı versiyonlarını ücretsiz olarak halka sunuyor. Ancak RISD öğrencilerine, yapay zeka destekli yaratım araçlarının en üst seviyedeki sürümüne erişim imkanı tanıdı.


The campus of the Rhode Island School of Design in Providence, Rhode Island (Fotoğraf - Lane Turner)


Invoke CEO’su Kent Keirsey, şirketin yapay zekayı sanatçıların yerine geçmek için değil, onların çalışmalarını güçlendirmek için tasarladığını vurguluyor. Bu nedenle RISD ile yaptıkları ortaklık, şirketin misyonuyla birebir örtüşüyor. Keirsey, video görüşmesinde bu vizyonu şu sözlerle açıkladı: “Yapay zekayı yaratıcıların hizmetine sunmak için geliştirdik. Amacımız bu.” RISD’nin bu yenilikçi hamlesi, sanat ve teknoloji arasındaki sınırların yeniden tanımlandığı bir dönemde dikkat çekiyor.


Bize Ulaşın

bottom of page