Organizasyonunu Noise_Media Art’ın, sponsorluğunu We Are The Walkers ve Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center’ın üstlendiği iki günlük festival, “Made In” serisinin bir edisyonuydu. Farklı ülkelerin elektronik müzik geleneklerinden ilhamla ve bunun günümüzdeki temsilcilerine alan açma motivasyonuyla oluşturulan seri, ilk olarak Almanya’ya, elektronik müziğin tohumlarının atıldığı yere uğradı.

OI_Music: Made In Germany’nin eklektik sanatçı programı, Almanya’nın Karlheinz Stockhausen’dan Kraftwerk’e, Klaus Schulze’dan Manuel Göttsching’e uzanan ve on yılları aşan avangart “elektroniklerini” hatırlamamıza olanak sağlarken, elektronik müziğin yakın geçmişteki açılımlarını ve hâlihazırdaki amorf formlarını da sahneye taşıdı.

Festivalde ilk gün sırasıyla Pleizel, Hainbach ve Stimming; ikinci gün ise Mondual, Mouse on Mars ve Kollektiv Turmstrasse deck başına geçti. Noise_Media Art’ın medya sanatının güncel pratiklerinin izini süren kürasyonuyla gerçekleşen atölyeler ve görsel-işitsel performanslarda; müzik ile tasarım, çağdaş görselleştirme teknolojileri ve modern video kurguları iç içeydi.

OI_Music: Made In Germany, “Made In” serisi için göz kamaştırıcı bir başlangıç oldu. Şimdi ise gelin, iki günlük festivalden öne çıkanları ziyaret edelim.

1. Gün

Pleizel

Pleizel, OI Music: Made In Germany, Babylon Istanbul, 2025 (Fotoğraf - arts.define)

Festivalin açılışını İzel Baybars, sahne adıyla Pleizel yaptı. En son geçtiğimiz sene, Mesh etiketiyle bir horror soundtrack’i gibi tınlayan ve sinematik bir dinlemeye deneyimi sunan Primal Touch kısaçalarını yayınlayan Pleizel, izleyicileri aşamalı olarak genişlettiği müzikal evreninde çok boyutlu bir yolculuğa çıkardı. 

Sanatçının kreşendo yapmak üzere ilerleyen loop’ları bir progresif trance atmosferi yaratırken, jeneratif sanat ve yapay zekâ destekli görsel kompozisyonlar üreten sanatçı ikilisi Uzak & Arian’ın müzik ile eşzamanlı ürettiği görseller, Pleizel’ın hipnotik ses manzaralarının âdeta bir uzay izdüşümü oldu. Mekan etkileşimli; sür-git başkalaşan ve sesle senkronize görselleştirmeler, Pleizel’ın vurucu sonik ataklarını kuşatıcı bir görsel-işitsel deneyime dönüştürdü.

Hainbach

Hainbach, OI Music: Made In Germany, Babylon Istanbul, 2025 (Fotoğraf - arts.define)

Pleizel’dan sahneyi Stefan Goetsch, sahne adıyla Hainbach devraldı. Pleizel’ın galaktik bir sefere dönüşen patlayıcı trance seti, yerini Hainbach’ın meditatif ambient’ına bıraktı. Sanatçının asılı (drone) seslerin, glitch (bozuntu ses) loop’ların ve uçucu bir uzay ambiyansın hakim olduğu seti, deneysel bir soyutlamaydı. Elektroakustik bir sunumun için çekildiğimiz performans yer yer Tim Hecker’ın organik ve ferah atmosferikliğini, yer yer ise William Basinski’nin tekrarlı lo-fi bant müziğini çağrıştırdı. Sanatçının dinginleştirici ses uzamları, minimalist ve hiptonik canlı görselleştirmelerle bir araya geldi. Hainbach performansı, tam anlamıyla yerçekimsiz  bir seyahatti.

Stimming

Stimming, OI Music: Made In Germany, Babylon Istanbul, 2025 (Fotoğraf - arts.define)

Martin Stimming, sahne adıyla yalnızca Stimming, ilk günün baş sanatçısıydı. Günümüz Deep House müziğine yenilikçi yaklaşımıyla tanınan Stimming; mekân sesleri, musique concrete elementleri ve seçme sample’larıyla her daim özgün üretimlerin peşinde koşuyor. Sanatçının yavaş tempolu, cazdan funk’a çeşitli janraların sample’larıyla renklendirilmiş, dip baslı ve tekrarlı motiflerle örülmüş müzikal dokusu, yumuşak salınımlı bir house partisine dönüştü.Yayınladığı son albümü Friedrich’in (2025) temasına ithafla oluşturulmuş görsel ipuçları önünde sahne alan Stimming, groovy synth manzaraları eşliğinde diskografisi boyunca çıktığı gezintisinde geceye dinlendirici bir son yaptı.

2. Gün:

Mondual

Mondual, OI Music: Made In Germany, Babylon Istanbul, 2025 (Fotoğraf - arts.define)

En son geçtiğimiz sene Karga’da sahne alan Türkiye merkezli ikili Mondual, festivalin son gününe yüksek irtifadan bir giriş yaptı. Mondual, elektronik müziğin girift yapılarını inşa eden bir deneyselliğe ve ileri görüşlülüğe sahip. 3 boyutlu & reaktif görselleştirme ve deneysel fraktal tasarım gibi çalışmalarıyla bilinen yeni medya sanatçısı griang’ın eşzamanlı görsellerinin eşlik ettiği konserleri de, ikilinin cesur sonik açılımlarının büyüleyici bir tamamlayıcısıydı.

Mondual’ın bir ısınma turu gibi hisseden başlangıçları, performanslarının sonlarına doğru karanlık synth’lerin, derin basların ve poliritmik kompozisyonların kaotik enerjisinde dizginlenemez bir IDM patlayıcılığına ulaştı. Glitch’in, kimi zaman motorik, kimi zaman ise Boom Bap beat’lerin sürükleyici loop’larında, Aphex Twin’in drill and bass’ına yakınsayan kreşendolu performansları, griang’ın retro-fütürist görselliğiyle çok duyulu bir deneyime dönüştü. İkilinin görsellerinin merkezine yerleştirdikleri siyasi mesajları ve çağrıları ise gecenin zirve anlarından biriydi. 

Mouse on Mars

Mouse on Mars, OI Music: Made In Germany, Babylon Istanbul, 2025 (Fotoğraf - arts.define)

Son 30 yılın elektronik müzik sahnesinin kült gruplarından Mouse on Mars, deneysel ve yapıbozan yaklaşımlarından taviz vermeyerek inşa ettikleri eşsiz bir diskografiye sahip. Mondual’ın IDM salvolarıyla  tozunu kaldırdığı sahneye yerleşen grup, mekânı tıka basa dolduran kalabalığın karşısında festivalin en delişmen performansını ortaya koydu. Grubun ambient’dan dub’a, footwork’ten wonky’ye genişleyen müzikal spektrumu, Babylon sahnesinde direksiyonu endüstriyel & progresif beat ataklarının (bkz: Machine Gun - Portishead), zıpır vokal sample’larının, dip basların önlenemez yükselişine bıraktı. Mouse on Mars, festivalin temposunu erişilememiş ve aşılamayacak bir zirveye çıkardı.

Kollektiv Turmstrasse

Kollektiv Turmstrasse, POI Music: Made In Germany, Babylon Istanbul, 2025 (Fotoğraf - arts.define)

1999’da Nico Plagemann ve Christian Hilscher kurduğu Kollektiv Turmstrasse,  2021 yılından beri Plagemann’ın bir solo projesi olarak devam ediyor. Son olarak 2023 yılında, Hilschersiz ilk Kollektiv Turmstrasse uzun çaları Unity of Opposites’i yayınlayan Plagemann, Mouse on Mars’ın titrettiği sahneye nevi şahsına münhasır nostaljik ve groovy prodüksiyonunu getirdi. Sanatçı, vokal sample’larının zenginliğinde ve cazdan diskoya genişleyen ilhamlarının rehberliğinde, tekrarlı ve vites yükselten akışıyla iki saatlik bir House resitali sundu. Mondual’dan Mouse on Mars’a adım adım tempo yükselten festival, Kollektiv Turmstrasse ile kontrollü bir görkemliliğe kavuştu. 

“Made In” serisi, ilk edisyonunda elektronik müziğin beşiği Almanya’ya yaptığı çıkarmayla elektronik müziğin dününün, bugününün ve yarınının bir kortejini sunarken, Babylon sahnesini de görsel-işitsel bir şölenin üssü hâline getirdi. Made In: Germany, hem İstanbul hem de Türkiye için yeni medya ve müziğin kesişiminde kurulabilecek hayallerin istisnai bir örneği olarak hatırlanacak.