Tek gözlü dost canlısı bir robot olan “Jibo” ile sohbetten, yapay zekâ ile şiir yazmaya ve sıklıkla başarısız olan deepfake’lerle gerçek arasındaki farkı bulma denemelerine kadar, MIT’deki sürükleyici yerleştirmeler, çağdaş sanatın geleceğinin nasıl olabileceğini gösteriyor.

Geleneksel müzelerin aksine, “AI: Mind the Gap” sergisi, ziyaretçiyi yapay zekâ ile etkileşime teşvik ederek korunan mesafe anlayışını bir kenara bırakıyor. Sergi; ziyaretçilere sıradışı araçlarla oynama fırsatı sunuyor ve sanatın sadece gözlemle sınırlı olmadığını, katılım gerektirdiğini hatırlatıyor. Burada izleyici, teknolojinin kendisi kadar sanatın da vazgeçilmez bir parçası hâline geliyor.

MIT Museum, AI: Mind the Gap, 2025 (Fotoğraf- MIT Museum - Alex Fradkin)

Ziyaretçiler sergiyi, kendi kimliklerinden parçalar ekleyerek bir veri mozaği oluşturan etkileşimli dijital ortam The Window ile tamamlayabiliyor. Topluluk tarafından şekillendirilen bu kolektif ekran, bireylerin tercihlerini, ilgi alanlarını ve ilginç hobilerini yansıtıyor. Temel değerlerinizi seçtikten sonra, bu veriler ekrana eğlenceli bir şekilde dans eden temel şekillere dönüştürülüyor. Mozaik, daha fazla veri eklendikçe evrimleşmeye devam ediyor ve benzersiz topluluklar oluşuyor. The Window mekanik ve hesaplamalı olsa da, yalnızca insan kimliklerini yansıtmakla kalmıyor; aynı zamanda insan bağlantılarını da güçlendiriyor.

MIT Museum, AI: Mind the Gap, 2025 (Fotoğraf- MIT Museum - Alex Fradkin)

Sanat ve teknolojinin bir arada var olamayacağı düşüncesi yanlış bir kanı. Tıpkı diğer tüm mecralar gibi, teknoloji de insan deneyimini sürekli şekillendiriyor ve bizi geleneksel sınırları zorlamaya teşvik ediyor. MIT Müzesi, bu iki sıklıkla ayrı görülen disiplinin, insan yaratıcılığı üzerine bir diyalog kurmak için birlikte kullanılabileceğini gösteriyor. Teknoloji, sanatçılara ışık, algoritmalar, robotik ve yapay zekâ gibi yepyeni mecralar sunuyor. Öte yandan bilimin sanatı, sanatın ise teknolojiyi yeniden şekillendirdiği bir döngüyü işaret ediyor.

Teknolojik gelişmelerin her geçen gün endişe yarattığı bir dünyada, MIT Müzesi “AI: Mind the Gap” sergisiyle rahatlatıcı bir mesaj veriyor. Yeniliği insanlığın bir uzantısı olarak görmeye ve yaratıcılığı bu kesişim noktasında kabul etmeye davet ediyor. Sergi, bize farklı bir hikâye anlatıyor: Biz yerimizden edilmiyoruz; sadece yeniden başlatılıyor ve yeniden bağlanıyoruz.