Çok yakında ikinci yaşını doldurmaya hazırlanan Muscular Theology, sadece yapay zekayla üretilmiş estetik ve homoerotik bir evreni değil, bir süredir Cihan Bacak’ın görsel günlüğünü yansıtıyor. Spor salonu gözlemleriyle geçmişindeki moda ve sanat fotoğrafçılığını bir araya getiren Bacak, her kadrajda farklı bir şarkıdan yola çıkıp, o dönemki görsel esin kaynaklarından besleniyor ve kendine alternatif bir yapay zeka anlatısı kurguluyor. Bu anlatı; sergilerden sosyal medyaya, yurtdışı merkezli dijital ve basılı yayınlardan festivallere kadar uzanıyor. Yapay zekanın durmaksızın değişim gösteren yapısına ayak uyduran dinamik proje, kişisel bir yerden temellenirken günümüz dijital dünyasında görünür olmayı başarıyor. Cihan Bacak’ın kaleme aldığı bu yazı, bizi Muscular Theology’nin perde arkasına, üretim sürecinde duyduğu saf heyecana, özgürlük alanı olarak tanımladığı Midjourney'e ve hayal gücünün sınırsızlığına samimi bir şekilde ortak ediyor.

Sanatçının üretim sürecini ve yapay zeka ile olan ilişkisini daha detaylı bir şekilde dinlemek için

"Günümüz Sanatında Yapay Zekanın Sınırlarını Keşfetmek" isimli röportaj serimize göz atabilirsiniz!

Cihan Bacak’tan Muscular Theology Notları

Cihan Bacak, Muscular Theology, 2023 - 2025

Yaklaşık 8 yıldır moda fotoğrafı çekiyorum ve 2 yıl önce A.I. çalışan görsel sanatçı arkadaşlarım Alper Yeşiltaş ve Metehan Özcan’ın cesaretlendirmeleri ile de Midjourney’de çalışmaya başladım. Fotoğrafta yaptıklarıma benzer şeyler üretmek yerine yapmak isteyip fırsat yaratamadıklarımı denedim ve ortaya çıkanlar beni mutlu etti. Fotoğrafçılığa ise çağdaş dansçıları çekerek başladım. Uzun bir süre çektiklerim fotoğraflara onları da dahil ediyordum. Ama aklımda sadece erkekler üzerine bir şeyler yapmak vardı, belki henüz gidemediğim yerlerde, erişimim olmayan tasarımlarla ve belki de o noktaya dek çekmediğim cüretkarlıkla.

Midjourney’de ürettikçe ve onlara sonrasında göz gezdirdiğimde bunun aslında tek bir evrende geçtiğini düşündüm ve böylelikle Muscular Theology projesi başlamış oldu. Sonrasında bu proje için ürettiklerim çektiğim, çekecek olduğum fotoğrafları da etkiledi Sanırım ben de bu kadarını beklemiyordum. Bu noktada yapay zekaya olan sevgim katlanarak arttı ve bugün beni fotoğraftan daha çok heyecanlandırdığını biraz utanarak da olsa söyleyebilirim. 

"Fotoğraftaki deneyimimi başka bir yerden ele alarak, tamamen bilgisayar başında başka bir dünyaya aktarmak çok ilham verici geliyor."

Yapay zekaya eleştirel yaklaşan çok fazla yaratıcı insan var hem ülkede, hem de Avrupa, Amerika’da. Sanırım bu da bir avantaj yaratan kişiler için. ‘Bu aslında şöyle de yapılabilir’ diyerek örnek oluşturmak adına. Tıpkı benim ilk şüphelerimi gideren Alper ve Metehan örneği gibi, ben de yaratıcı olan arkadaşlarımla konuştuğumda onları denemeleri ve kendi dillerini yaratmalarına teşvik etmeye çalışıyorum. Bana fotoğraftaki deneyimimi başka bir yerden ele alarak, tamamen bilgisayar başında başka bir dünyaya aktarmak çok ilham verici geliyor. Yapay zekanın gerçekten ve duygudan uzak olduğunu savunanlara açıkçası inanamıyorum. Ben biraz da günlük gibi aklımdaki şeyi o gece yarısı herkesler uyurken yaratabiliyorum. İstersem on gün sonra o görsele dönüp belki ilkinde mükemmel bulduğum kısımlarını değiştirebiliyorum. Fotoğrafta çekim günü alamadığın için yapabileceğin bir şey yok ama Midjourney’de bu kapı hep açık. Bence bu inanılmaz. Şu an geldiğim yerde birinden kaçtığımda öbürüne sığınıyor hissediyorum. Açıkçası seçeneklerin artması bana alan sağladı Bu özgürlük, fotoğrafa da başka bir yerden bakmama sebep oldu sanırım.

Cihan Bacak, Muscular Theology, 2023 - 2025

Muscular Theology spor alışkanlığı kazanabilmek için spor salonuna ilk olarak dadandığım iki küsur yıl öncesinde kafama kazınan erkek resimlerinden ilhamla ortaya çıktı. Sporda izinsiz fotoğraf çekmek kabul görmeyeceği için kafamdakileri cümleler yoluyla çizebilme fikri benim aklıma çok yattı. Ayrıca moda fotoğrafçılığında anlaşmanız ve beraber üretmeniz gereken bir grup insan olduğu İçin yapay zekadaki pervasızlık ve özgürlük bana çok çekici geldi. 

İlham aldığım bir diğer şey de müzik. Salona gittiğimde takıntılı bir şekilde dinlediğim ve aralıklarla değişen şarkılar ve ruh halim neye alan açıyorsa ondan ilhamla üretiyorum. Ortaya çıkan serilerin isimlerini bir şarkı ismi ya da sözünden alıyor. Bu fotoğrafta olduğu gibi, yapay zekada da değişmedi. Pop müzik ve kültürü, çocukluğumdan beri beni hep çok besledi. Yarattığım görselde (medium’u ne olursa olsun) bu izleri sonrasında görebiliyorum. Benim için ikonik olan neyse o bir noktada ilham veriyor ve bir şeylere sebep oluyor.

Hedonist pop müzik bana hep güç verdi. Yarattıklarımda da bunu sergilemeye çalışıyorum sanırım. Hep bir tık havalı, kendine özgü bir çekiciliği olan, belki bazen birden fazla bakıldığında daha ısınılan ama hep gerçek hissettiren imajlar peşindeyim. Midjourney’de belki çekmenin zahmetli ve pahalı olacağı bir medium format kamerada film sayısını umursamadan istediğim kadar çekebiliyorum. Hem de fantezisini kurduğum ya da kurdurttuğum hayali figürlerle. Hiç kimse kapris yapmıyor üstüne. Tabi orada da başka meseleler var. Mesela bir sansür mekanizması olabiliyor. Homo-erotik imgeleri alırken akla karayı seçiyorum. Her update’le yasaklı tanımlar da değişiyor, onları kovalamak bile insanı zinde tutuyor diyebilirim.

Cihan Bacak, Muscular Theology, 2023 - 2025

Yapay zekayla imaj üretmek ve modellere gerçek tasarımlar giydirmek ise tüm moda fotoğrafçılarının alışması gereken bir gerçek. Muscular Theology projesi ile beni en çok motive eden markalara ya da yabancı dergilere yaptıklarım. Fransız bir moda dergisini yapay zeka moda editorial’ı yayınlamaya ikna etmek her zaman kolay olmuyor. Görsellere bayılsalar da hem editörler, hem de kreatif kişiler, küratörler yapay zeka sanatına son derece mesafeli olabiliyorlar. O bariyeri aşmanın da keyfi başka tabii ki. 

Beni fotoğrafla sergisine dahil etmek isteyen küratöre yapay zekayı doğru anlattığımda o da benim heyecanımı paylaşmaya başlayabiliyor ve kendimi sergi için Midjourney’de buluveriyorum. 

Son olarak Paris merkezli Crush Fanzine için bol testesteronlu bir seri ürettim. Şu an da İngiliz bir spor markasının ilkbahar/yaz koleksiyonu kampanyası için görseller üzerinde çalışıyorum. Bu projede video da olacak. Özellikle vize gibi kısıtlamalar yüzünden ulaşmakta zorlandığım yerlere bu şekilde ulaşmak bana bir çeşit tatmin duygusu sağlıyor. Ya da hiç tanımadığım birilerinin beni Instagram’da bulup projeye dahil bir şeyler yapmak istemesi ile yer duygusunu kaybediyor ve eşitleniyoruz gibi geliyor bana bazı topraklarla. Belki Milano’daki bir yaratıcının yapay zekaya ihtiyacı daha az olabilir. Ama İstanbul’da, gümrüğe gelen çekeceğiniz kıyafetin dört katını istedikleri için kıyafetleri geri yollatmak zorunda kaldığınızda yapay zeka mükemmel çözüm oluyor.