HIGHLIGHTED
TEKNOLOJİ
Besteciler, şarkı yazarları ve prodüktörler, makinelerle kurdukları diyalog sayesinde hiç duyulmamış şarkılar ortaya çıkarıyor. Peki Spotify gibi platformlar bu şarkılara etiket ekleyecek mi?
Stüdyoda İnsan + Makine Dönemi: Spotify ve Sanatçı Yaratıcılığına Dair
...

Dört dağınık saçlı adamdan oluşan bir grup, geçtiğimiz günlerde peş peşe iki albüm dolusu sıradan psikedelik rock şarkısı yayınladı. Bu şarkılar, Spotify kullanıcılarının haftalık keşif listelerine ve yüz binlerce takipçisi olan üçüncü taraf çalma listelerine girdi. Haftalar içinde milyonlarca dinlenmeye ulaştılar. Tek sorun: Grup gerçek değildi. Bu, yapay zeka ile yaratılmış “sentetik bir müzik projesiydi.” The Velvet Sundown etrafındaki tartışma, popülaritesinin artması kadar hızlı patlak verdi. (Güncel olarak 600.000 aylık dinleyicileri var.) Kendini grubun bir üyesi olarak tanıtan bir kişi, Rolling Stone dahil çeşitli medya organlarına yapay zeka kullanımını anlattı Ancak sonra tüm hikâyeyi uydurduğunu ve gazetecileri trollemek istediğini itiraf etti. Daha sonra grubun Spotify sayfasında, tüm müziğin yapay zeka ile bestelendiği ve seslendirildiği kabul edildi. Biyografide şu ifade yer aldı:
“Bu bir hile değil ; bir ayna. Yazar, kimlik ve müziğin geleceği kavramlarını yapay zeka çağında sorgulayan sanatsal bir provokasyon.”
Tarih boyunca her teknolojik yenilikte olduğu gibi, yapay zeka da müzik endüstrisinde hem panik hem de hayranlık yaratıyor. Kullanım alanları, insan sanatçılara eski kayıtları onarmada yardımcı olmaktan (örneğin The Beatles üyelerinin John Lennon’un eski vokal demolarını Grammy ödüllü Now and Then parçasında kullanması) The Velvet Sundown gibi aldatıcı projelere kadar uzanıyor.
Dünya genelinde 180’den fazla pazarda 696 milyon kullanıcısıyla Spotify, en popüler müzik platformu konumunda. CEO Daniel Ek, AI sayesinde algoritmaların dinleyicileri “kendi başlarına keşfedebileceklerinden daha iyi, hatta farkında olmadıkları bir şeye” yönlendirebileceğini söylüyor. 2023’te Spotify, önerilerle birlikte konuşan bir AI DJ özelliğini tanıttı ve podcast’leri farklı dillere çevirebilen bir yapay zeka aracını devreye aldı. Ek, AI’ın insan yaratıcıları desteklemesi gerektiğini, onların yerine geçmemesi gerektiğini vurguluyor.
Ancak Spotify, YouTube, Meta ve TikTok gibi diğer teknoloji devlerinin aksine, AI ile üretilmiş içerikleri etiketleme adımı atmıyor. Peki, dünyanın en büyük müzik platformu, dinleyicilere dinledikleri parçanın yapay zeka tarafından üretildiğini neden bildirmiyor? Bu durum, hem sanatçılar hem de hayranlar için hangi sorunları beraberinde getiriyor?
Spotify sözcüsü NPR’ye yaptığı yazılı açıklamada şunları belirtiyor:
“Spotify, sanatçıların yaratım sürecinde kullandıkları araçları denetlemez. Sanatçılar ve prodüktörler kontrolü mutlaka elinde tutmalı. Politikalarımız, müziğin dinleyicilere nasıl sunulduğuna odaklanıyor ve aldatma, taklit ve spam’e karşı olabildiğince aktif olarak çalışıyoruz. Dinleyicileri yanıltan, sanatçı haklarını ihlal eden veya platformu kötüye kullanan içerik cezalandırılır veya kaldırılır.”
2023’te Spotify, Drake ve The Weeknd’in seslerini izinsiz kullanan bir AI şark ısını, Universal Music Group’un telif ihlali gerekçesiyle şikâyeti üzerine kaldırmıştı. Ancak The Velvet Sundown hâlâ aktif ve 14 Temmuz’da yepyeni bir albüm yükledi. Çünkü mevcut bir sanatçıymış gibi davranmıyor, bu yüzden kuralları teknik olarak ihlal etmiyor. Ama bu şarkılardan biri haftalık keşif listenizde karşınıza çıksa, dinlediğiniz sesin gerçek bir insana ait olmadığını öğrenmenizin yolu yok.

Gazeteci Liz Pelly, Spotify ve benzeri platformlarda şeffaflık eksikliğinin uzun süredir sorun olduğunu ve dinleyicilerin neyi tükettiklerini bilmelerinin önem taşıdığını söylüyor:
“Tamamen AI ile üretilmiş bir şarkı da olsa, ticari anlaşmalar gereği düşük telif ödenen bir parça da olsa, bu materyallerin doğru şekilde etiketlenmesi çok önemli.”
Ek, AI’ın üretim sürecini kolaylaştırmasını ve müzik yaratımına erişimi demokratikleştirmesini överken, AI müziği aynı zamanda lisans maliyetlerini ve telif ödemelerini azaltabilir. Pelly, Spotify’ın zaten listelerini doldurmak için toplu olarak üretilmiş arka plan müziklerine yöneldiğini ve AI müziğin bu maliyet azaltma stratejisinin “kaygan bir zemin” olduğunu savunuyor.
Haziran ayında Deezer, büyük bir müzik platformu olarak ilk kez AI tespiti ve etiketleme sistemini hayata geçirdi. Günlük yüklenen şarkıların yaklaşık %20’sinin AI ile üretildiği tespit edildi. Ancak bunun %70’i botlar aracılığıyla sahte dinlenme üreten spam içerikti. Deezer bu içerikleri listelerden kaldırarak telif ödemelerini engelledi.
Berkeley Üniversitesi’nden dijital adli bilişim profesörü Hany Farid, AI kullanımında şeffaflığın anahtar olduğunu söylüyor ve gıda etiketlemesine benzetiyor:
“Hükümet, gıdalarda ne kadar şeker, tuz, yağ olduğunu yazmamızı zorunlu kılıyor. Bu bir değer yargısı değil, bilgilendirme. Müzikte de aynı şey olmalı.”
Farid’e göre, AI ile üretilmiş içerikte su yüzüne çıkarma yükümlülüğü içerik yükleyene ait olmalı. Ancak teknoloji şirketleri daha fazla içerikten daha fazla reklam geliri elde ettiği için bunu zorunlu kılacak teşvikler zayıf. Bu yüzden çözüm, sigara uyarıları veya gıda etiketleri gibi hükümet düzenlemelerinden geçebilir.
Pelly ve Farid, AI müzikten kaçınmak isteyenlere en basit çözümü öneriyor: doğrudan bağımsız sanatçılardan ve plak şirketlerinden müzik satın almak, algoritmik listeler yerine güvenilir kaynaklardan öneri almak ve müzik kültürünü teknoloji devlerinin dışında yaşatmak.